Batıl inanç, insanı mıknatıs gibi çeker, yakalanması çok kolaydır. Örneğin bir hastane ziyareti sırasında bir hastaya iğne yapıldığını gören biri eve dönünce hastalara iğne batırma şeklinde bir tedavi yöntemi olduğunu zannederek başı ağrıdığında kendine dikiş iğnesi batırabilir.
Teknik açıdan bakarsak, hastaya iğne yapıldığı sırada ne olup bittiğini anlamayan bu insan için enjeksiyon nesnesi bir kutsallık kazanmıştır. Üstelik de bu görüş bir gözlem sonucu elde edilmiştir. Hayatta bir sürü boş şeye de böyle inanılıyor.
Hastaya iğne yapıldığını gören kişi nasıl ki onu herhangi bir iğne zannedebilirse, kristal küreye bakıp geleceği söyleyen birini görünce de aynı muameleyi yapar.
O kişi; doktor, iğne, ilaç, ilacın bedene enjekte edilmesi ilişkisini nasıl kuramadıysa aynı şekilde kristal küreyi de gelecekten haber veren bir cihaz zanneder.
Eski Mısır rahiplerine uzaktan bakan halk da onların bir heykel önünde yaptıkları faaliyeti tapınma zannetmişti. Batıl inançların çoğu böyle gelişir.